Good Will Hunting
Eğitimin hakkında ilham veren filmler serisi için ilk tercihimi 70. Akademi Ödülleri’nde (1998) iki Oscar kazanmış olan Good Will Hunting filminden yana kullandım. Film, matematik dahisi Will Hunting’in geleceğine yön verme çabasını anlatan çok güzel bir eserdir. Düşük imkanlarına rağmen üstün dehası olan bir genci cesaretli olmaya, hayatı gerçek anlamda yaşamaya ve korkularını geride bırakmaya teşvik eder. 20’li yaşların başında izlediğim bu filmden aklımda kalan repliklerden ilki ve en sevdiğim şöyledir:
”Bostan’dan hiç çıkmadın. Sana sanat soracak olursam bana okuduğun kitapları satmaya kalkacaksın. Michelangelo. Hakkında çok şey biliyor musun? Çalışmalarını, politik etkilerini, papayla ilişkilerini, cinsel tercihini, bütün çalışmalarını söylersin. Ama Sistina Şapeli’nin kokusunu söyleyemezsin. Çünkü oraya gerçekten gidip o güzel tavana bakmadın. Görmedin.” Sean Maguire (Robin Williams)
*Sistina Şapeli tavanı; 1508-1512 yılları arasında Michelangelo tarafından resimlerle süslenmiştir. Yaklaşık dört yıl süren bu çalışmalar sonucunda, Rönesans döneminin en görkemli ve önemli eserlerinden birisi ortaya çıkmıştır. Şapelin tavanındaki birçok fresk ve Kutsal Duvar’daki büyük Kıyamet Günü tasviri Michelangelo tarafından çizilmiştir.
(Kaynak: https://tr.wikipedia.org/wiki/Sistina_Şapeli_tavanı)
Hepimizin çok iyi bildiği Michelangelo’nun Adem’in Yaratılışı freskindeki Tanrı ile Adem’in ellerinin kavuşması, şapelin tavanında yer almaktadır. Dünyada en çok taklit edilen ve reprodüksiyonu yapılan sanat eserinden biridir.
Sistine Şapeli 360 sanal tur için tıklayınız.
Bin yıllık bir tartışma: Çok gezen mi bilir, çok okuyan mı?
Sayın İlber Ortaylı ”Bir Ömür Nasıl Yaşanır?” kitabında bu soruya şöyle cevap vermiştir:
”İkisinin de katkısı var. Ben ikisinden de fayda gördüm. Okudum, anladım; gezdim, tanıdım.
Evvela gezeceğiniz yerler hakkında okuyacaksınız, hatta gittiğiniz sırada da fırsat bulup okuyacaksınız. Hem okuyacak hem de harita bakacaksınız; bu şekilde gezeceksiniz ve en önemlisi not tutacaksınız. Bir de çektiğiniz fotoğrafları saklayacaksınız.”
Sesli kitaba şuradan erişebilirsiniz.
Filmin Konusu
Will (Matt Damon) Massachusetts Institute of Technology (MIT)’de temizlik görevlisi olarak çalışan 20’li yaşlarında bir gençtir. Bir gün Field Ödülü (matematiğin nobeli) sahibi Prof. Gerald Lambeau (Stellan Skarsgård) tahtaya öğrencilerinin çözmesi için bir Fourier Denklemi yazar. Kalabalık sınıfa bu denklemi çözen kişinin ün kazanacağını ve MIT kayıtlarına geçeceğini söyler. Şimdiye kadar Nobel sahibi kişiler ile ünlü astrofizikçiler tarafından çözülebildiğini konuşmasına ekler ve gider. Temizlik esnasında gördüğü soruyu Will çok rahatlıkla ve gizlice çözer. Bu durumun fark edilmesinin ardından Prof. Lambeau onu bir şekilde himayesini altına alır.
(Yazının bundan sonraki kısmı spoiler içermektedir.)
Profesör, yetim büyümüş, hayata karşı güvensiz, sorunlu ancak üstün zekası ve potansiyeli olan Will’i kazanabilmek için onu 5 farklı psikoloğa götürür. Ancak Will bu duruma gönüllü değildir. Kıvrak zekasını kullanarak psikologlar ile dalga geçer ve onları pes ettirir. Taki psikolog Sean Maguire (Robin Williams) ile tanışana kadar.
Eğitim hakkında bana en çok ilham veren filmlerden biri olan bu filmde Will, matematik dışında diğer alanlara da ilgilidir. Sanat, hukuk, tarih, siyaset, kimya ve birçok alana dair bilgi sahibi olan Will, bilgisini her fırsata etrafına gösterebilmektedir. Bu entelektüel birikimi Harvard Üniversitesi’nde tıp okuyan bir kızın ona aşık olmasını sağlar. Ancak Will hayatı yaşamakta becerikli değildir ve korkuları vardır. Psikolog Sean ile olan ilişkisi derinleştikçe diğer sorunlarını da çözebilmeye başlayacaktır. Bu tip konularda Sean ona şunları söylemiştir:
“Sana kadınları sorsam neleri sevdikleri hakkında bir sürü şey sayarsın. Belki birkaç kere yatmışsındır da. Ama bir kadının yanında uyanmanın ve mutlu olmanın ne demek olduğunu söyleyemezsin. Sana savaşı sorsam Shakespeare’den bahsedersin değil mi? Ama hiç savaş görmedin. En yakın dostunun, kafası kucağında son nefesini verirken sana nasıl baktığını görmedin. Sana aşkı sorsam sonelerden alıntı yapacaksın. Ama bir kadının karşısında hiç tamamen savunmasız kalmadın. Sana gözleriyle hükmedecek birini hiç görmedin. Tanrı’nın seni cehennemden kurtarması için indirdiği meleğin o olduğunu hiç düşünmedin. Onun meleği olmak nasıl bir şey bunu da bilmiyorsun. Bir aşkı sonsuza dek paylaşmayı… ”
Good Will Hunting, matematik alanında üstün yetenekleri olan bir gencin yolunu bulma çabasına odaklanmış bir başyapıttır. Will’in en yakın arkadaşı olarak filmde rol alan Chuckie (Ben Affleck) ile olan diyalogları da ayrıca dinlemeye değerdir. Will filmde çarpıcı bir sistem eleştirisinde de bulunur. Karakterinin bu yönüyle beğeninizi kazanmaya devam eder. Eğitim hakkında ilham veren Good Will Hunting filmi bu sebeple her kesimden izleyiciye hitap edebilmektedir.
“Dahi olmak önemli değil, hayatınla ne yapacağın önemli!”
IMDb puanı 8.3 olan Good Will Hunting (1997) filminin yönetmeni ise Gus Van Sant. Yazının başında da belirttiğim gibi filmin kazandığı iki Oscar’dan ilki “En İyi Senaryo” dalında oluyor. Filmi hem yazmış hem oynamış ve gerçek hayatta da iki sıkı dost olan Matt Damon ve Ben Affleck bu ödüle layık görülüyor. Filmin ikinci Oscar’ını ise ”En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu” rolüyle 2014 yılında hayata veda etmiş olan büyük oyuncu Robin Williams kazanıyor.
Good Will Hunting filminin fragmanını izlemek için tıklayınız.